Siyah Çayın Vücuda Etkileri, Faydaları ve Zararları Nelerdir?


Çay günün herhangi bir saatinde içilebilecek, tatmin edici bir içecektir. Çay Türklerin özellikle sabah kahvaltılarında vazgeçilmezdir. Ancak dünyanın birçok ülkesinde de siyah çay içimi hayli fazladır. Siyah çayın kafein oranı hayli yüksektir. Çay ayrıca antioksidan potansiyele sahip flavonoidler içerir. Antioksidanlar sağlıklı hücreleri tutmanıza yardımcı olur ve sizi koroner kalp hastalığı ve hatta bazı kanser türlerine karşı korur.
Antioksidanları Nasıl ortaya çıkarılır?
Siyah çay, yeşil çay göre daha az olmasına rağmen, antioksidanlar içerir. Siyah çayın içindeki antioksidanların ortaya çıkabilmesi için çayın yüksek sıcaklıkta demlenmiş olması gerekiyor.
İngiltere’de yapılan bir araştırmaya göre, düşük sıcaklıkta demlenen siyah çayın antioksidan oranı, 90 dereceye yakın yani kaynama noktasında bir suyulma demlenmesi halinde içinde bulunan antioksidanları on kat daha fazla oluyor. Bunun için mutlaka siyah çayı yüksek ısıda demleyin.
Yapılan araştırmalara göre, siyah çayın içinde bulunan antioksidanların ortaya çıkmasını önleyen iki unsur var. Biri çayın süt ile içilmesi diğeri ise poşet çayların kullanılması… Tam yağlı süt ve poşetler, antioksidanların çıkmasını bloke ediyor.
Siyah çay kanser riskini önler mi?
Siyah çayın sağlık üzerine yararlarıyla ilgili araştırmalar uzun yıllardır sürüyor. Bu araştırmaların bazıları siyah çay ve kanser arasındaki ilişkiyi kapsıyor. Yapılan araştırmalar, kanser riski ile siyah çay arasında bir bağlantı kurmaya başladı. Siyah çayın kanser hücrelerinin azaltılmasına yardımcı olduğu belirlenirken, kanserin başlamasını önleme gibi bir yararı henüz tespit edilememiştir.

Siyah çayın, özellikle yumurtalık kanserini geriletme konusunda yararı olduğu yönünde araştırmalar henüz devam etmektedir. Araştırmacılar, siyah çayın rektal, kolon, mide, akciğer ve meme kanseri dahil olmak üzere diğer kanser riskini azaltmada yardımcı olabileceğini düşünmektedir. Ancak henüz kanıtlanmış bir çalışma olmaması sebebiyle araştırmalar sürmektedir.
Siyah çay kafein kaynağıdır
Siyah çayda çok fazla kafein bulunmaktadır. Bunun için günde 8 bardaktan daha az çay içilmesi önerilmektedir. Her bardakta kişi 12 mg kafein alır. Alınan kafein oranın 79 mg geçmesi halinde bağımlılık yapabilir. Bunun için uzmanlar, içilen çay miktarının günde birkaç bardağı geçmemesi gerektiğini öneriyorlar.
 Sonuç olarak, siyah çay zihinsel uyanıklığı ve konsantrasyonu artırmaya yardımcı olabilir. Ayrıca kafeinin Parkinson hastalığına da faydalı olduğu bilinmektedir.
Diğer Sağlık Faydaları Var mı?
Siyah çay, kalp için de yararlı bir içecektir. İçinde bulunan kafein oranı sebebiyle kanın pıhtılaşması ve enfeksiyonların azalmasına yardımcı olur. Yapılan araştırmalar, çayın kalp krizi yapma riskinin olmadığını göstermektedir.
Bunun dışında siyah çayın başka yararları da bulunmaktadır.
Çay (kahve) tip 2 diyabet başlangıcını önlemeye yardımcı olur.
Diş çürümesinin önler (bu konuda yapılmış ve kanıtlanmış bir çalışma olmamasına rağmen bu iddia her zaman gündemde bulunmaktadır)
Osteoporoz, kusma, ishal, baş ağrısı, kilo kaybı ve böbrek taşı gibi sorunlara da iyi geldiği belirtilmektedir.
Siyah çayın yan etkileri hafif iken, kafein içeriği sebebiyle bazı kişileri sinirli yapmaktadır.

Göğüs Sarkmalarını Önlemek İçin 8 Mükemmel Yöntem

Yaş ve diğer faktörlerin, bir kadının en değerli varlıkları olan gögüslerinin sarkmasına neden olur. İlaçlar veya ameliyatlarla göğüslerinizdeki sarkmalara bir süreliğini de olsa engel olabilirsiniz. Tabi bu uygulamanın artılarının yanısıra eksilerinin de olduğunu unutmayın. Bu yazımızda size göğüslerinizin yaşam boyun sarkmaması için bazı yöntemleri anlatacağınız. Hem hiçbir riski olmadığı gibi, pahallı değil ve çok kolay yapabileceğiniz yöntemler.
Yoga
Göğüslerinizin sarkmaması için düzenli olarak yapılan yoga çok yardımcı olacaktır. Yoga ile vücudunuzu güçlendirirken, gögüslerinizin sarkması önleyip, dikleşmesini sağlayacaktır. Özellikle gögüs için yapılacak bazı yoga hareketleri size çok faydalı olacaktır. .
GÖĞÜS SARKMALARI İÇIN EGZERSIZLER
Kollar ve göğüs bölgesini amaçlayan belirli egzersizler yardımcı olabilir. Doğal yollardan göğüsleri dikleştirmek için tavsiye edilen yaygın egzersizlerin bazıları şunlardır:
Yay hareketi
Ileriye ve geriye doğru tekrar tekrar yay çizerek göğüslerin etrafındaki cildi sıkılaştırmaya yardımcı olursunuz. Böylece göğüslerinizi bir süre sonra dikleşmeye başlayacaktır. En iyi sonuçu alabilmeniz için günde en az 3 kez 10 ileri ve 10 geri olarak bu hareketi tekrarlayın.
Geleneksel Şınav çekmek
Geleneksel olarak şınav çekmek kol ve göğüs kaslarını çalıştırdığı için sarkmaları da önleyecektir. Düzenli olarak bu hareketin yapılması sonucunda sarkma azaldığı gibi göğüs bölgesinde belirgin bir dikleşmede olacaktır. Bu hareketi yaparken dizleriniz bükük olabilir. Amacınız gögüslerinizi dikleştirmek ise sadece vücudun üst bölgesini çalıştırmanız yeterli olacaktır. Hergün 15 dakika böoyunca bu hareketi tekrarlayabilirsiniz.
Ağırlık kaldırmak
Günlük olarak ağırlık kaldırmada gögüslerin sarkmasına engel olduğu gibi sıkılaşmasına ve dikleşmesine de yardımcı olur. Bu knuda en iyi egzersiz için sırt üstü yatın. her iki elinize de ağırlık alın. ellerinizi ağırlıklarla birlikte havaya göğüsünüzün hizasına kaldırın. 5’e kadar salyın ve eski konumunuza dönün. Bu hareket günde 15 dakika tekrarlamanız yeterli olacaktır. Ayrıca başlarken hafif ağırlıklarla başlayın, yavaş yavaş ağırlığı arttırın. Birden çok ağır kaldırarak kaslarınızı zorlamayın.
GÖĞÜS DİKLEŞTİRMEK İÇIN MASAJ
Düzenli masaj göğüsler için olumlu olabilir. Göğüs bölgesindeki cilt ve bağ dokuları üzerinde kan akımını arttırarak kasların güçlenmesine yardımcı olur. Bu ayrıca gögüslerin sıkılaşmasına ve sertleşmesine de neden olur.
Yağ Masajı
Göğüsler masaj (en az 20 dakika süreyle) her gün düzenli olarak yapılmalıdır. Masaj yaparken farklı yağları kullanabilirsiniz. Bunların arasında zeytinyağı, bitkisel yağlar veya uçucu yağlar olabilir. Masaj için önce sırt üstü yatın. Ardından yağı gögüslerinize sürün ve dairesel hareketlerle göğüsleriniz yağı eminceye kadar devam edin. Zaman ve düzenli uygulamaya dikkat ederseniz, bir süre sonra gögüslerinizdeki dikleşmeyi hissedeceksiniz.
Buz Masaj
Buz masajı gögüsleri dikleştirmeye yardımcı olduğu gibi sarkmayı da önler. Yağ masajına alternatiftir ama çok etkilidir. Göğüslerinize yapacağınız uygulamanın olumlu sonuç verebilmesi için yağ masajı gibi, bu kez buz küplerini masaj olarak uygulayın. Buz küpleri duyarlı meme cildini uyuşturacaktır. Bunun için 10 dakika uygulamanız yeterli olacaktır. Zamanla, düzenli bir şekilde yapmanız halinde gögüslerinizin dikleşmesi konusunda kesin sonuç alacaksınız.
GÖĞÜS KALDIRMAK İÇİN MASKE
Yüz maskeleri gibi, meme maskeleri de ciltteki hücreleri harekete geçirir. Yüz için yaptığınız maskelerin hemen hemen hepsini gögüsleriniz için de kullanabilirsiniz. Göğüs için en uygun maske, taze salatalık, yumurta akı ve zeytinyağı kullanılarak yapılandır. Bu üç ürünü iyice karıştırın ve gögüslerinize sürün. Bir saat boyunca gögüslerinizde tutun ve ardından ılık su ile yıkayın. Bu maskeyi sonuç alabilmek için hafta en az 2 kez uygulayın.

Piyasadaki En İyi 5 Ütü ve Ütü Seçerken Nelere Dikkat Etmeli?

Ev işlerinin en zoru ütü yapmak olarak bilinir. Özellikle dört kişilik bir ailenin ütüsünü tek bir kadın yapıyorsa, ütü günleri evde stresin zirve yaptığı günlerdir. Ancak sağda solda “ütü yapmayı çok seviyorum ben, stres atıyorum ne güzel” diyenleri de sık sık duyarız. Bilmediğimiz şey ise, ütü yapmanın keyifli veya stresli bir iş olmasının ütüleme tekniğine ve kullanılan ekipmana doğrudan bağlı olduğudur.
Özellikle yeni evlenenlerin en büyük hatalarından biri, farklı bir beyaz eşya alırken yanında ütünün hediye olarak verildiği kampanyalara aldanmaktır. Aynı şekilde “mutfak robotu mikser ve ütü üçü bir arada” tarzı kampanyalara da dikkatle yaklaşmalısınız. Bazı durumlarda firmalar yeni serilerini tanıtmak için bu tip kampanyalarla kaliteli cihazlar da sunabilirler. Ancak çoğu zaman bu setlerdeki ütüler size bel ağrısı ve sıcaktan bunalma olarak dönecektir.
Ailenize Göre Değil, Dolabınıza Göre Ütü Seçin
Hangi ütüyü alacağınıza karar vermeden önce, ihtiyaçlarınızı ve beklentilerinizi iyi belirlemelisiniz. İnternette bulacağınız ütü satın alma rehberlerinde buhar kazanlı modeller kalabalık aileler için önerilmektedir. İlk bakışta doğru gelse de bu öneri yanlıştır. Herkesin serbest çalıştığı altı kişilik bir ailenin ütü ihtiyacı, çocuksuz ama bol mesaili bir bankacı çifte göre daha az olacaktır. Dolayısıyla ütü almadan önce elbise dolabınıza iyi bakın. Özellikle “beyaz yakalı” çalışanlar için şık giyinmenin önemi ve bunun için harcanan paraların çokluğu düşünüldüğünde, “pahalı” bir ütü almanın aslında iyi bir yatırım olduğu görülebilir.
Buhar Kazanı, Buhar Gücü ve Taban
Buhar kazanlı bir ütü alma imkânınız varsa, normal modellere bakarak zaman harcamayın. Zira bugün neredeyse tüm ütü üreticileri kaliteli tabanlar kullanıyorlar. Ütünün ağırlığı ve buhar gücü, ütü yapmayı kolay veya zor hale getiriyor. Buhar kazanlı ütülerin iki alanda da avantajı var. Çok daha güçlü buhar çıkışı sağlayan bu tip ütülerde taban ünitesi çok daha hafif ve su damlaması gibi sorunlar da minimum düzeyde yaşanıyor. Buhar kazanı olmayan bir ütü alacaksanız, damlama önleyici “anti-drip” sisteminin olmasına dikkat edin.
Özellikle buhar kazansız ütüler için en önemli problemlerden biri de kireç oluşumu. Piyasadaki birçok modelde kendi kendini temizleme fonksiyonu olarak bilinen “anti-calc” özelliği bulunuyor. Ancak bizim önerimiz hangi ütüyü alırsanız alın, temkini elden bırakmayarak saf su kullanmanız yönünde. Saf su kullandığınızda hem cihazınızın ömrü uzuyor, hem de saf suyun kaynama noktası daha düşük olduğundan buhar çıkış gücünüz artıyor. Saf su kullanmak istemiyorsanız, kireçli musluk suları yerine daha yumuşak içme suyu kullanmak da olumlu etki sağlayabilir.

En İyi Ütü Modelleri
Yukarıda sizlerle ütü seçerken dikkat etmeniz gereken en önemli noktaları paylaştık. Gelin hep birlikte şu an piyasada bulunan en iyi ütü modellerini yakından tanıyalım:
1. Philips GC9245/02
Philips’in bu modeli ısı ayarı bile yapmadan “tak fişi bitir işi” şeklinde ütü yapabilmenizi sağlıyor. 1,5 litrelik oldukça büyük bir kazana ve kireç giderme sistemine sahip olan bu ütü, Philips’in normal modellerindeki “SteamGlide” taban ile sunuluyor. 550 TL civarı fiyatıyla gözünüzü korkutması mümkün olsa da, ütü yapma süreniz yarı yarıya azaldığında verdiğiniz paraya değeceğine emin olabilirsiniz.

2. Arzum AR-647
Arzum’un ütülerinin ve özellikle de müşteri hizmetlerinin internetteki ünü hiç iyi değil. Ancak firmanın bu ürününü rahatlıkla tavsiye edebiliyoruz. 50 TL’lik şaşırtıcı bir fiyat etiketi ile sunulan bu seyahat ütüsü “işimi görsün yeter” diyenler için olduğu kadar, evde ikinci ütüyü bulundurmak isteyenler için de çok çekici. Ütüyü gördüğünüzde boyutunun küçüklüğünden dolayı işe yaramayacağını düşünürseniz çok yanılırsınız. Piyasadaki birçok “normal” ütüyle eşdeğer performansa sahip olan AR-647, farklı tutuş şekli ve hafifliği sayesinde yedek olarak girdiği birçok evde asil oyunculuğa terfi etmiş durumda.

3. Tefal FV9640 ve FV9970
Tefal’in ütüleri hakkındaki yorumları okuduğunuzda son derece “dalgalı” bir tablo ile karşılaşırsınız. Firma çok fazla model sunduğu için her modelden aynı performansı beklemeniz yanlış olur. Yani size Tefal ütü öneren birine “iyi ama hangi modeli?” diye sormalısınız. FV9640, Tefal’in 2000’li yılların başındaki haklı şöhretine sıkı bir selam gönderen kaliteli bir ütü. Kireç toplayıcı sistemi olan cihaz bu sayede temizleme tabletine ihtiyaç duymuyor. FV9640, 240 TL’lik fiyatıyla “acaba” dedirtse de, “klasik” severler için doğru bir tercih olacaktır.
FV9970 modeli ise “kablosuz” özelliği ile dikkat çekiyor. Ütüyü standına koyduğunuz anda, tabanına ve buhar kazanına ısı gönderiliyor. Kolay bir tutuşa sahip olan bu ütüyü kullananların yorumları genellikle “bir daha normal ütü kullanamam” şeklinde. 399 TL’lik fiyatıyla buhar kazanlı ütülere göz kırpan FV9970, kablodan rahatsız olanlar için “tek” seçenek.
 4. Philips GC4410
Philips’in GC4410 modeli kazansız ve ekonomik bir tercih yapmak isteyenlere rahatlıkla önerebileceğimiz bir ütü. Firmanın ürettiği buhar kazanlı modellerdeki SteamGlide taban, drip-stop, active-calc gibi özelliklerin tümüne sahip olan GC4410, ütü ihtiyacı az olan ve Philips’in ütü kalitesini yaşamak isteyenler için ideal. Ayrıca 2,5 metrelik oldukça uzun kablosu ile de dikkat çeken GC4410, 180 TL fiyat ile sunuluyor.
5. Vestel V-Press 2000
Genellikle “Vestel ütü işine de mi girmiş?” şeklinde karşılanan V-Press 2000, tam bir fiyat-performans ürünü. Yaklaşık 120 TL fiyat etiketiyle “en çok satılanlar” listelerinde tepelere hakim olan V-Press 2000, buhar kazanlı ütü kullanımının kolaylığını normal ütüler için bile cazip sayılacak bir fiyatla edinmenizi sağlıyor. V-Press 2000’in kullanıcı yorumları oldukça iyi olsa da, Vestel’in internetteki ünü bu ürünle aynı yönde değil. Yine de listemizin en “dikkat çekici” üyesi olan V-Press 2000’i mutlaka dikkate almanızı öneriyoruz.

Kışlık Menemen Hazırlanması

Yaz mevsiminin lezzetli domateslerini kullanarak kışın da aynı lezzette menemen yemek isteyenlerin kışlık menemenleri Ağustos ayı sonlarında hazırlamış olmaları şarttır. Çünkü Eylül ayının ortaları itibariyle yağmurlar başlayacağı için meyve ve sebze fiyatları artacaktır. Ayrıca güneş eski etkisini kaybettiğinden sebzeler daha az lezzetli olacaktır. İşte bu yüzden diğer birçok sebze ve meyvede olduğu gibi kışlık domates ile ilgili hazırlıkları da yaz sonunda yapmak mantıklıdır. Kışlık menemen hazırlamak için sağlıklı ve pratik iki yöntem vardır birisi konserve usulü cam kavanozda saklamak, ikincisi ise bence yüzyılın buluşu olan derin dondurucuda saklamaktır.
Cam Kavanozda Kışlık Menemen Nasıl Hazırlanır?
Malzemeler: İstenildiği kadar domates, sivri biber, çarliston biber, etli kırmızıbiber (tüm biberlerin miktarı, domateslerin kilosunun yarısı kadar olursa çok daha lezzetli menemen elde etmek mümkün olacaktır.), cam kavanoz (evdeki eski kavanozlar değerlendirilebilir), yeni kavanoz kapağı (kapaklar mutlaka yeni alınmalı, aksi halde kışlık menemen konservesi bozulacağından emekler boşa gider), bir miktar tuz
Cam kavanozda kışlık menemen hazırlamak için öncelikle tüketim ihtiyacınız kadar domates, sivri ya da çarliston biber ve etli kırmızıbiber satın alınmalıdır. Bu aşamadan sonra imkân varsa bir yardımcıyla beraber bir günde yaklaşık yüz kavanoz kışlık menemen konservesi hazırlanabilir. Öncelikle domatesler yıkanır ve büyük, derin kaplara doldurulur. Ardından domateslerin kabuklarının kolay soyulabilmesi için domateslerin üzerine sıcak su dökülür ve yarım saat kadar sıcak suda bekletilir. Sonra sıcak suyu ılımaya başlayınca suyun içinden teker teker alınan domatesler soyulur, küp küp doğranır. Ancak menemeni rendelenmiş domatesten yapanlar için kesinlikle sıcak suda bekletme aşaması yoktur. Domatesleri rendelemek için yıkayıp ikiye bölmek yeterlidir. Tüm domatesler doğrandıktan ya da rendelendikten sonra bir kapta bekletilir. Sıra biberlere gelmiştir. Öncelikle etli, kırmızıbiberler ortalama küçüklükte doğranır ve bir bölümü tencereye konur. Ardından çarliston ve sivri biberler doğranır ve bir kapta bekletilir. Doğrama aşaması bittikten sonra öncelikle kırmızıbiberler sıvı yağ ile çok hafif kavrulur, sonra içine sivri ve çarliston biberler eklenir. Onlar da beraber kısa süre kavrulduktan sonra domatesler eklenir ve ağzı kapalı olarak kısık ateşte kaynayıncaya kadar pişirilir. Bu arada domates karışımına bir miktar tuz eklenmesi menemenin bozulmasını engelleyecektir. Arada karıştırarak dibe sarması engellenir. Hafifçe yumuşadığı görüldüğünde domates kaynamaya devam ederken geniş bir kaba kaynar su dökülür ve temiz kavanoz ve kapaklar kaynar su içinde bekletilir. Ardından domates kaynamaya devam ederken bir havlu yardımıyla kaynar suyun içindeki kavanoz alınır ve bir kepçe ile ocakta kaynamaya devam eden kışlık menemen kavanozun içine doldurulur. Sonra kapağı sıkıca kapatılır ve kapağı aşağıya gelecek bir biçimde ters olarak bir battaniyenin üzerine dizilir. Tüm malzeme bitince battaniye üzerine kapatılır ve bir gün boyunca bu şekilde bekletilir. Ertesi gün kavanozlar düz olarak güneş görmeyen bir yere kaldırılır.
Derin Dondurucuda Kışlık Menemen Nasıl Saklanır?
Derin dondurucuda kışlık menemen saklamak için öncelikle domates, yeşil ve kırmızıbiber ve de buzdolabı poşeti satın alınır. Ardından domatesler küp küp doğranır ya da rendelenir. Sonra biberler de küçük ebatlarda doğranır. Sonra buzdolabı poşetine alta domatesler üste de biberler konur ve ağzı sıkıca kapatılarak derin dondurucuya kaldırılır. Pişirmek istendiği zaman üstteki biberler önce alınır ve hafif kavrulur. Sonra domatesler eklenerek kış mevsiminde yaz menemeni yemek mümkün olur. Bu şekilde hazırlanan kışlık menemenler bir yıl boyunca ilk günkü tazeliğini ve lezzetini korumaktadır. Küçük bir not; domates ve biberleri ayrı torbalarda saklamak kullanış açısından daha pratik olabilir. Bu sayede her seferinde istediği kadar biberi alıp önceden kavurmak mümkün olur. Şimdiden kolay gelsin ve afiyet olsun.

Evde Ruj Nasil Yapilir?

Evde Ruj Nasıl Yapılır?
Ruj, kadınların olmazsa olmaz makyaj ürünlerindendir. Her renkte olabilen rujlar, renk seçimine göre bayanın daha güzel, daha dişi ya da daha romantik görünmesini sağlar. Bazen de soğuk havalarda koruma görevi üstlenir.
Bal Mumu İle Doğal Ruj Yapımı
Evde ruj yapmak artık çok kolay. Tamamen kimyasallardan arınmış doğal yollar ile yapılan rujunuzu gönül rahatlığı ile kullanabilirsiniz. Bir yemek kaşığı bal mumu bu arada bal mumunu aktarlarda bulabilirsiniz. Bir tatlı kaşığı gliserin, bunu eczanelerden temin edebilirsiniz, bir çay kaşığı kırmızı gıda boyası, bunu da büyük kırtasiye ya da hobi dükkânlarından temin edebilirsiniz. Bir çay kaşığı vanilya ve içi su dolu kahve makinesi kullanılacak malzemeler arasındadır. Öncelikle bir yemek kaşığı bal mumunu küçük bir kabın içerisine koyunuz. Kahve makinasının üzerinde tutunuz ve buharı ile eritmeye başlayınız. Eriyen bal mumunun içerisine kalan tüm malzemeleri koyunuz. Önemli olan malzemeleri iyice karıştırmaktır. Karışımı krem kabı ya da küçük bir cam kabın içerisine koyarak beş dakika buzdolabında bekletiniz. Rujunuz hazırdır, kolayca sürebilirsiniz.
Evde Nemlendirici Ruj Yapımı
Dudağınızı nemlendiren ve besleyen yoğun rujlar soğuk havalarda çatlayan dudaklarınıza da iyi gelmektedir. Tedavi amaçlıda kullanılan bu rujunuzun yapımı artık evde çok kolaydır. En önemli parçası vazelindir. Diğer malzemeler; mum ve kibrittir. Ayrıca eğer koku vermesi ve beslemesi için esansiyel yağlar ile beraber renk vermesini istiyorsanız kullanmadığınız bir far ya da ruj kullanabilirsiniz. Bir buçuk çay kaşığı vazelini yemek kaşığınızın içerisine koyunuz. Üzerine renklendirmek istiyorsanız far ya da rujunuzu döküyoruz. Mumu yakarak malzemeleri yakmayacak şekilde uzak tutarak vazelinin erimesini bekleyiniz. Eriyen bu karışıma iki üç damla portakal yağını damlatıyorsunuz. Karışımı krem kutusuna alınız ve iyice karıştırınız. Eklediğiniz far ya da rujun dibe çökmemesi için karıştırmak çok önemlidir. Son olarak donması için buzlukta beş dakika bekletiniz. Dudaklarınızı beslemek ve dış etkenlerden korumak için rujunuz hazırdır.
Pastel Boya İle Evde Ruj Yapımı
Pastel boya ile ruj yapmak artık çok kolay. Kullanacak olduğunuz pastel boyaların rengi önemli değildir. Evde kullanılmayan, kardeşlerinizden kaçırdığınız ya da ruj yapmak için aldığınız pastel boyalar bu tarif için, vazelin ile birlikte en önemli malzemedir. En önemli ham maddenizdir. Malzemeleriniz; pastel boya, vazelin, nane yağı, mum, yemek kaşığı ve çay kaşığıdır. Pastel boyaları bir makas yardımı ile ya da rende ile rendeleyin. Bir çay kaşığına konacak şekilde rendelemeniz yeterlidir. Yarım çay kaşığı kadar vazelini pastel boyaların olduğu yemek kaşığına bir damla nane yağı ile birlikte, yakmış olduğunuz mum yardımı ile eritiyorsunuz. Küçük bir kabınızın içerisine erittiğiniz malzemeleri koyunuz ve kısa süre buzdolabında bekletiniz. El yapım rujunuz hazır. Eğer rujunuzun daha koyu kırmızı olmasını istiyorsanız pastel boyanın kırmızısını daha fazla kullanabilirsiniz. İstediğiniz renge göre pastel boya renkleri ile deneme yapabilirsiniz.
Evde Ruj Yapımında Dikkat Edilmesi Gereken Küçük Tüyolar
Evde ruj yapmak yukarıda da bahsedildiği gibi çok kolay. Takriben maksimum yirmi dakika içerisinde sürmeye hazır hale gelmektedir. Bu kadar kolay tarifleri yaparken de her zaman olduğu gibi dikkatli olmalısınız. Mesela en önemli detaylardan birisi mum ile eritirken ateşi yemek kaşığınıza tam kararında yaklaştırmaktır. Çok yakınlaşınca karışımı yakabilirsiniz. Amacınız eritmek olmalıdır ısı ile de bu kolayca olacaktır. Diğer bir detay malzemelerin ölçüsü verilen kadar olmalıdır. Fazla ya da az koymanız halinde rujunuz istenildiği gibi olmayacaktır. Mesela fazla vazelin ya da bal mumunu fazla koyduğunuzda, koymuş olduğunuz yağ az gelir ve kokusunu yakalayamazsınız ayrıca sürme kıvamını da kaybedersiniz. Malzemeleri söylenen ölçüde kullanırsanız, eritme işlemini de kıvamında yaparsanız pahalı ürünlere veda eder evde doğal yollarla rujunuzu on dakikada hazırlamış olursunuz.

Meme Kanserini Engellemek 10 Basit Yöntem

Dünyada her 8 kadından biri ömründe bir kez göğüs kanserine yakalanmakta. Çevremizde veya ailemizde göğüs kanseriyle savaşan birini görmek nadir rastlanan bir durum değildir. O halde göğüs kanserine yakalanma riskimizi asgariye düşürmek için neler yapabiliriz? Alacağınız basit tedbirler ve yaşam tarzınızda yapacağınız bazı değişikliklerle göğüs kanseri riskinizi en aza indirgeyebilirsiniz. 
1-) Deodorantları Hayatınızdan Çıkarın.
Terlemek vücudun normal bir aktivitesidir, lütfen önce bunu kabul ediniz. Birçok deodorantın içerisinde bulunan alüminyum, östrojen hormonunu taklit eder ve aynı zamanda DNA’ya doğrudan zarar verebilir.  Her ne kadar göğüs kanseri ve alüminyum arasında klinik çalışmalarda henüz doğrudan bir ilişki bulunmamış olsa da, alüminyumun göğüste birikerek DNA’ya zarar verdiğini biliyoruz. Daha da ilginci göğüste kitlelere en çok alüminyumun biriktiği noktalarda rastlanmıştır. Deodorant kullanmak istiyorsanız ev yapımı olanları, ya da en azından içeriği güvenli markaları tercih edin.
2-) Cilt Bakımı ve Kozmetik Alışkanlığınıza Detoks Uygulayın.
Dünya genelinde olduğu gibi Türkiye’de de çok az zararlı kimyasal yasaklanarak kozmetik ve cilt bakım ürünlerinden çıkarılmıştır. Üstelik piyasada bulunan ürünlerin bir çoğunun içerisinde ne olduğundan habersisiz.  Paraben, triklosan, etilen oksit ve daha birçok kimyasal hormon yapısını bozarak göğüste düzensiz büyüyen kitlelere, böylece de göğüs kanserine yol açar. Kullanacağınız kozmetik/cilt bakım ürünlerinin neler olduğunu mutlaka araştırarak alın. Eğer iphone kullanıcısı iseniz ‘Think Dirty’ uygulamasıyla içeriğin ne olduğunu kolayca öğrenebilirsiniz.
3-) Plastikle Vedalaşın
Plastik malzemeler hayatımızın o kadar içinde ki! BPA’sız ürünleri tercih etmeniz ne yazık ki sizi plastiğin zararlarından korumuyor. Çünkü plastik üreticileri BPA yerine onun muadili olan BPS kullanıyorlar ki onun da BPA gibi hormon düzenini bozarak göğüs kanserine yol açma riski var. En güzeli plastik ürünleri mümkün olduğunca hayatımızdan uzaklaştırmak.
 4-) Fazla Kilolarınızdan Kurtulun
Yapılan bazı çalışmalar 18 yaş ve orta yaş arası fazladan alınan kiloların menopoz sonrası dönemde göğüs kanseri olarak geri döndüğünü gösteriyor. Öyle ki, göğüs kanseri vakalarının dörtte biri sadece fazla kilolardan kurtulmakla önlenebiliyor. Bunun sebebi, östrojenin yağda birikmesi. Vücudumuzda yağ ve buna bağlı olarak östrojen hormonu ne kadar fazlaysa, kansere yakalanma riskimiz de o derece artıyor.
 5-) Hareket Edin
Günde 1 saat yürüyüş yapmanın menopoz sonrası dönemde göğüs kanserine yakalanma riskini %14 düşürdüğünü biliyor muydunuz? 1 saatlik yürüyüşe koşu gibi fazladan bir aktivite eklendiğinde ise oran %25’e yükseliyor.
6-) Antioksidan Yüklenin
Antioksidanların vücudumuz için inanılmaz faydaları vardır.Bunlardan en muhteşemi de hücrelere zarar verip kansere yol açan serbest radikallerin etkilerini yok edebilmesidir. Çilek, nar, elma, kırmızı fasülye, enginar, kuru erik ve kakao gibi besinler yüksek miktarda antioksidan içerir.
7-)Sigarayı Bırakın
Araştırmalar, son dönemde konulan göğüs kanseri teşhislerinin sigara içenlerde içmeyenlere oranla %24; bırakmış olanlarda hiç içmeyenlere göre %13 yüksek olduğunu gösteriyor. Söyleyecek başka söz kaldı mı? Sigarayı bırakmak ‘kolay’ bir iş olmayabilir ama kanserden korunmanın ‘kolay’ bir yoludur. Bu yazıyı okuyan sigara tüketicileri için umarız bu bırakmak için bekledikleri uyarı olur.
Alkol Tüketiminizi Sınırlandırın
Yapılan çalışmalar günde iki kadehten fazla alkol tüketmenin kanser riskini %20 arttırdığını gösteriyor. Amerikan Kanser Derneği, kadınların günde iki kadehten fazla alkol tüketmemesini öneriyor. Alkol, kanser riskini arttıran östrojen seviyesinin yükselmesine sebep olur.
9-) Soya Tüketiminizi Kısıtlayın
Soyada bulunan doğal bitki temelli östrojen düşük dozlarda alındığında sağlık için yararlıdır, ancak yüksek dozlarda alındığında göğüs kanseri için bir risk faktörü haline gelebilir. Günümüzün işlenmiş gıda dünyasında soya o kadar çok yaygın ki. Bu bile tek başına işlenmiş gıda tüketmeyi bırakmak için bir sebep.
10-) Hormonsuz, Ot Yiyen Hayvanların Etini ve Süt Ürünlerini Tüketin.
Günümüzde et ve süt ürünlerinin çoğu hormonla büyütülen hayvanlardan elde ediliyor. Bu hormonlu et ve sür ürünleri önce marketlere, oradan sofralarımıza kolayca ulaşıyor. Denetimsiz ve sağlıksız hormonlar bizlerin hormon dengesini alt üst ederek birçok hastalığa davetiye çıkarıyor. O yüzden hormonsuz, doğal yemlerle ve doğada gezinerek beslenen hayvanların etlerini tüketmeye özen gösterin.

Uyurken Kilo Verin

Uyurken metabolismanın yavaşladığı biliniyor. Ancak uyumadan önce bazı şeyleri yaparsanız metabolizmanız çalışmaya ve gece yatarken bile kilo vermeye devam edebilirsiniz.
Bu sözler gerçek olmayacak kadar iyi gelebilir. Ancak bilimadamları ve metabolizma uzmanlarının yaptıkları araştırmalar bunu gösteriyor.
Hayatınızda yapacağınız küçük bazı değişiklikler bunu sağlayabilir. İşte uykunuzda bile kilo vermenin sırları:
Çıplak uyuyun:
Araştırmalar çırıpçıplak uyumanın kilo vermenizi hızlandırdığını ortaya koyuyor. Uyku sırasında vücudunuz soğur ve ısınmak için vücudunuzda bulunan yağları yakmaya başlar. Bundan dolayı çıplak uyuyan kişilerin metabolizma hızları daha fazladır.
Atıştırmak
Yatmadan önce atıştırmak size çok ters gelebilir. Ancak yatmadan önce hafif atıştırma kilo vermenize yardımcı olabilir. Uzmanlar aç olarak yatmanın kilo vermeyi zorlaştırabileceğini de ifade ediyorlar. Ancak atıştırma 300 kaloriyi geçmemeli ve abur cubur olmamalıdır.
Aç olarak yatağa girmenin uyku kalitesini de bozduğuna dikkat çeken uzmanlar, yoğurt ve meyve, tam tahıllı kraker, yağsız süt ile tahıl, fıstık ezmeli tost ve az yağlı peynir gece yatmadan önce tercihleriniz arasında olabilir.
Örneğin, yoğurt, yüksek protein içerir ve şeker oranı düşüktür. Ayrıca kalsiyum iyi bir uyku uyumanıza yardımcı olur.
Meyve de uykuya yardımcı olar. Vitaminler, antioksidanlar, lif ve serotonin ile doludur.
Yatmadan önce egzersiz yapmayın
Yatmadan önce sert  ve ağır egzersizlerden kaçının. Çünkü kalp hızınızı arttırır ve bu da uykuya dalmanızı zorlaştırır. Bunun yerine yoga gibi egzersizler yapın. Yapılan egzersizlerin metabolizmayı hızlı tutma süresi 16 saattir..
Üzüm suyu için
Washington State Üniversitesi’nde yapılan bir çalışmada, şarap ve üzüm suyu, yaban mersini, çilek ve elmada bulunan resveratrol adı verilen bir madde vücudunuzdaki kötü yağları yakmaya yardımcı olur.
Yatmadan önce bir kadeh şarap ve üzüm suyu içmek hem atıştırmalık olarak hem de kötü yağlarınız için mükemmel bir alternatiftir.
 Üzüm suyu geceleri insülin salgılanmasını tetikleyen basit hormonun üretilmesini sağlar.
 Karanlık bir odada uyuyun
Oxford Üniversitesinde yapılan bir araştırmaya göre kadın obez olmasının yüzde 20 sebebi aydınlık odalarda uyumaları olduğu belirtilmiştir.
Aydınlık bir odada uyumak, vücudun melatonin üretimini durdurmaktadır. Bu durumda sabahları yorgun kalkarsınız ve yorgunluk aşırı yemeği tetikleyebilir.

Maydonoz veya Dereotu'nu uzun sure saklama yontemi

Ev kadınların en büyük sorunlarından biri aldıkları maydonoz, dereotu, kişniş, roka veya tere gibi yeşilliklerin birkaç gün içinde bozulmaya başlamasıdır. Peki bu otları taze ve diri tutmanın yolları nelerdir? Bu yazımızda bunun püf noktasını anlatacağız.
Pazardan, marketten veya manavdan aldığınız otları evinize getirdiğiniz zaman alıp hemen buzdolabına koymayın. Yapılan araştırmalar, bu şekilde yapmanız halinde yeşilliklerin kısa sürede bozulmaya başladığını gösteriyor. Çünkü alıp eve getirdiğiniz otların ve yeşilliklerin üzerinde bununa bakteriler çürümeyi ve bozulmayı hızlandırıyor.
Bunu önlemek için eve gelince aldığınız yeşillikler veya otları yıkayın. Böylece dezenfekte olacaktır. Yıkanan yeşilliklerin de nasıl saklanması gerektiği önem taşımaktadır.
Yapılan araştırmalar, yıkanan yeşilliklerin iyi bir şekilde kurutulması gerektiğini ortaya çıkarıyor. Eğer otlar çok ıslak kalırsa yine bozulma hızlanıyor. Bunun için otları kağıt havlu veya sebze kurutucusu ile iyice kurutun.
Otların fazla güneş ışığı, fazla oksijen, aşırı nem, aşığı sıcaklığı maruz kalmaması gerekiyor. Çünkü bu etkenlerin tümü otların veya yeşillklerin bozulmasını hızlandırıyor.
Bunun için yıkayıp, iyice kuruttuğunuz otları ve yeşillikleri hava geçirmez kapların içine koyarak buzdolabında saklayabilirsiniz. Buna alternatif olarak da yine bu otların üst kısımları yani yapraklı bölümleri yukarıda olacak şekilde bir bardağın içine koyabilirsiniz. Sap kısımlarına su ilave edin. Yapraklı kısımlarını ise kilitli bir torba geçirin ve az hava şekilde kapatın. Bu şekilde buzdolabına koyarsanız, yeşilliklerin bir kaç hafta taze ve diri olarak dayandığını göreceksiniz.

Nefis Salep Yapmanin puf Noktalari:

Evlerimizde kendi imkanlarımızla hazırlayabileceğimiz salep, kış mevsiminde nezle ve grip gibi pek çok hastalığa karşı da koruyucu görev üstlenmektedir. Herkesin evinde kolaylıkla hazırlayabileceği salep soğuk havalarda bol tarçınlı tadı ile eşsiz bir içim keyfi sunmaktadır. Özellikle kış aylarının en sevilen içeceklerinden birisi olan salebin yapımı konusunda dikkat edilmesi gereken bazı püf noktalar bulunmaktadır. Bu püf noktalara özen gösterilerek salep hazırlandığı zaman ise ortaya oldukça lezzetli salepler çıkarılması mümkün olmaktadır. Salep tarifini dileyen herkes evinde internet üzerinden kolaylıkla edinebilmektedir fakat salep yapmanın püf noktaları konusunu bulmak tarifine göre çok daha zor olabilmektedir.
Salep Malzemesinin Orijinal Olması
Bir salebin lezzetli olabilmesi için dikkat edilmesi gereken ilk nokta; bu lezzetli içeceğin ana maddesini oluşturan toz salebin gerçek salep olmasıdır. Orijinal olmayan saleplerin tadı da bozuk olacağı için ne yazık ki pişirme aşamaları bittikten sonra ortaya istenilen lezzette bir salep çıkmayacaktır. Bu nedenle salep satın alırken mümkünse taze mal getiren aktarlar tercih edilmeli ve ürün satın alınmadan önce de salebin kalitesinden emin olunmalıdır. Ayrıca dışarıda satılan saleplerin pek çoğunun zaten orijinal olmadığını ve şeker ya da vanilin ile tatlandırılan sahte salep tozları olduğunu da göz önünde bulundurmak önemlidir. Bu açıdan toz salebin alınacağı yerin güvenilir bir aktar olması kalitesiz salep almanın da önüne geçmiş olacaktır.
Salebin Her Defasında Yeniden Alınması
Lezzetli salep yapmanın püf noktalarından birisi de; salebin taze olabilmesi için her yapılışında aktardan yeniden alınmasıdır. Salep yapılırken kullanılan salep tozunun tarif içerisinde yeri çok fazla olmadığı için tek seferde kilolarca salep almak ve evde beklerken bayatlamasına neden olmak yerine azar azar alarak her daim taze şekilde hazırlanması iyi bir salep tarifi açısından önemlidir.
Salebin Fazla Sulu Kalmaması
Salep yapımı sırasında ortaya lezzetli bir sonuç çıkarılabilmesi adına hazırlanan salebin çok sulu kalmamasına dikkat etmek gerekmektedir. Salebin doğru yoğunluğuna ulaştığını anlamak için muhallebi gibi hem akıcı hem de katı bir hale ulaştığından emin olmak önemlidir. Çünkü bundan daha az yoğun olan salep bir tür sıvı kıvamında olacağı için içildiğinde salebin kendi orijinal tadını da ne yazık ki veremeyecektir.
Salebin Topaklanma Yapmaması
Bardaktan içilirken ağza gelen salep parçaları elbette ki kimsenin hoşuna gitmeyecektir. Salep diğer pek çok sıvı ürün gibi doğru pişirilmediği taktirde hazırlanışı esnasında tencere içerisinde topaklanma yapabilmekte ve bu da istenilen lezzette salebin yapılmasına engel olabilmektedir. Salebin pişirilme esnasında topaklanma yapmasına engel olmak için yapılabilecek şey; normal sıvı karıştırma şekillerine göre daha farklı bir karıştırma işlemi uygulamaktır. Bunun için de salep tozu ve şeker bir tencereye alındıktan sonra üzerine süt soğuk şekilde dökülmeli ve malzemeler sütün içerisinde iyice eritildikten sonra ocağın altı yakılarak pişirme işlemine başlanmalıdır.
Salebin Farklı Lezzetler ile Tatlandırılması
Sütün kaynaması tamamlanmadan önce içerisine atılabilecek olan çubuk şeklindeki tarçın parçaları salebe oldukça hoş bir aroma katabilmektedir. Ayrıca salep içerisinde vanilya tadı isteniyorsa, sütün kaynama işlemi bittikten sonra ocak kapatılmadan hemen önce tencere içerisine vanilya da atılabilmektedir. Daha değişik ve özgün lezzetler tercih ediliyorsa salebin pişirilme esnasında içerisine bir limonun kabukları rendelenebilmekte ya da bunun yerine portakal kabuklarından faydalanılabilmektedir. Damla sakızı da iyi ve lezzetli bir salep yapımı için kullanılabilecek olan diğer malzeme türlerine örnek olarak verilebilmektedir.

Evde Donut Nasil Yapilir?

Amerikalıların geleneksel tatlılarından olan donut, ülkemizde de son yıllarda oldukça popüler olan hamur işi türlerinden birisi haline gelmiştir. Farklı şekillerde hazırlanabilen donut, özellikle tatlı severlerin beğenerek tükettiği bir yiyecektir. Dileyen kişiler evlerinde kendi imkanları ile donut hazırlayabilmekte ve çeşitli soslar ile hazırladıkları donutları tüketebilmektedir. Ev yapımı donut için gereken malzemeler her markette kolaylıkla bulunabilmektedir.
Lezzetli Donut Tarifi İçin Gerekli Olan Malzemeler
  • 3 su bardağı kadar un
  • 1 çay bardağı kadar süt
  • 2 adet yumurtanın sarısı
  • 1 çay bardağı ılık sıcaklıkta su
  • 1 adet yaş maya
  • 3 çorba kaşığı kadar toz şeker
  • 1 çay kaşığı tuz
  • 2 yemek kaşığı kadar margarin veya yoksa tereyağı (Tereyağı oda sıcaklığında olmalıdır.)
  • Kızartmak için sıvı yağ
Donutların Üzerine Dökmek İçin Gerekli Olan Malzemeler
Donutların üstü için 2 paket siyah çikolata bir kapta eritilerek kullanılabilmektedir. Donutlarında çikolata kullanmak istemeyen ev hanımları bunun yerine toz şeker ve tarçını bir kapta karıştırarak da donutlarının üstüne dökebilmektedirler. Bunların yanı sıra birkaç damla su ile pudra şekerinin karıştırılması sayesinde donutların üstünde kullanılabilecek bir şekerleme de hazırlanabilmektedir.
Donutların Üzerini Süslemek İçin Gerekli Olan Malzemeler
Donutların üzeri için marketlerde ve pasta malzemeleri satan yerlerde bulunan rengarenk pasta süslemelerinden alınabilmektedir. Ayrıca ufalanmış ya da rendelenmiş çikolata parçacıkları da yine süsleme için uygundur. Bunların dışında ufalanmış fındık ya da ufalanmış fıstık da donutların üzerinde hem şık durmakta hem de oldukça lezzetli bir tat vermektedir. Dileyen kişiler donutlarını ceviz parçacıkları ile de tatlandırabilmektedirler.
Lezzetli ve Ev Yapımı Donut Nasıl Hazırlanabilir?
Ev yapımı donutu hazırlamak için öncelikle bir kase içerisine alınan yaş maya ılık su ile birlikte iyice eritilmelidir. Bir yoğurma kabı alınarak içerisine 3 su bardağı kadar un, 3 çorba kaşığı kadar toz şeker ve 1 çay kaşığı tuz atılarak iyice karıştırılmalıdır. Daha sonra ise karışımın içerisine diğer kapta eritilmiş olan maya, 1 çay bardağı kadar süt, 2 yumurtanın sarısı ve oda sıcaklığında bulunan 2 yemek kaşığı tereyağı eklenmelidir. Katılan tüm malzemelerden sonra orta kıvamlı bir hamur haline gelene kadar iyice yoğrulmalıdır. Hamurun yumuşaklığı ise kulak memesi kıvamında olmalıdır. Sonrasında hamurun mayalanmasına fırsat vermeden ortasından ikiye bölünmeli ve bolca unlanmış tezgahın üzerinde 1.5 santimetre kalınlığında olacak şekilde bir oklava yardımı ile açılmalıdır. Daha sonra bir su bardağı alınarak hamurun üzerine bastırılmalı ve su bardağının ağzı şeklinde hamur kalıpları çıkarılmalıdır. Çıkarılan bu kalıpların ortasına ise ufak bir şişe kapağı ile delik açılmalıdır. Hazırlanan donutlar büyükçe bir tepsinin üstüne dizildikten sonra üstleri bir bez ile kapatılarak 45 dakika boyunca mayalanmaya bırakılmalıdır. Mayalanma süresinin 1 saate çıkarılmalı donutların çok daha lezzetli olmasını sağlayacaktır.
Evde Donut Yapımının Püf Noktası
Mayalanan ve iyice kabaran donut hamurları, bol yağ atılmış ve önceden ısıtılmış tavanın içine atılarak iyice kızartılmalıdır. Kızartma aşamasında dikkat edilmesi gereken püf nokta ise; tavanın çok sıcak olması durumunda donutların tam pişmeden yanacağı, tavanın çok az kızgın olması durumunda ise donutların tavadaki yağı içine çekerek çok daha yağlı olacağıdır. Bu yüzden pişirme esnasında tavanın sıcaklığı çok iyi ayarlanmalı, gerekirse tavanın altı bir açılıp bir kapatılarak dengeli bir pişirme işlemi yapılmalıdır.
Kızartma işlemi tamamlandıktan sonra bir kağıt havlu üzerine alınan donutların böylece fazla yağlarını bırakması sağlanmalıdır. Soğumaya bırakılan donutlara daha sonra eritilmiş çikolata ya da çeşitli süslemeler dökülerek servis edilmelidir.

En iyi Ekmek Makineleri incelemesi:

Hazır yiyecek sektörünün gelişmesi, insanların sağlığını günden güne bozmaktadır. Hazır yiyeceklerin ve neredeyse her gün tükettiğimiz ekmeklerin üretim koşulları, bazı zamanlar haberlere konu olarak sağlıksızlığı ön plana çıkarılmaktadır. Hayat telaşesi içinde insanlar bu hazır yemeklere yönelerek sağlığını bozmaktayken, teknoloji bize bu durumdan çıkış kapısını aralıyor. Ekmek yapma makineleri hem sağlığımız açısından hem de vakit kazanmamız açısından bize yardımcı bir üründür. Ekmek yapmak, insanlara zor gelse de makine ile bu işi yapmak pratik bir çözüm oluyor.
Ekmek Makinesi Seçerken Nelere Dikkat etmeliyiz?
Ekmek makinesi alırken, öncelikle kaç kişiye ne kadar ekmek yeteceği hesabı yapılmalıdır. Ekmek makineleri genellikle 500 gramlık 750 gramlık ya da 1000 gramlık olarak satılmaktadır. Ev halkına yetecek ölçü belirlenmelidir. Daha sonra, iş yoğunluğuna göre makinenin zaman ayarlayıcısı olup olmadığını kontrol edilebilir. Bayanlar için beklide en önemli özellik, görselliktir. Mutfak boyutuna göre makine seçilebilir. Kullanılacak alan hesaplanarak enine veya boyuna genişlikte olan modeller göz önünde bulundurulabilir. Diğer bir kontrol edilmesi gereken özellik ise, ekmek yapma makinesinin hamur yoğurma özelliğinin olup olmadığı, farklı şekillerde de kullanılabilmesi (kek yapma) özelliği mutlaka kontrol edilmelidir. Bu özellik hayat standartlarında büyük kolaylık sağlamaktadır.
Tefal Home OW3001 Bread
Tefal home bread serisi, ekmek yapma makineleri arasında en beğenilen ürünlerden biridir. Tefal, bir Fransız markası olup, bu markanın üretimi, kalite standardı yüksek Çin üretiminden yapılmaktadır. 600 watt güçle çalışmaktadır. Kumanda paneli ön tarafında bulunmaktadır. Kaliteli bir plastik yapısı ve yan taraflarında paslanmaz çelik vardır. Görsel olarak kaliteli ve güzel bir üründür. Gümüş renklidir. Herhangi bir sorun çıkması halinde, servis imkânları oldukça kolay bulunabilen bir üründür.
Tefal Home OW3001 Bread Ürününün Olumlu Ve Olumsuz Özellikleri
Bu ürünün, 750 gram ile 1000 gram civarında ekmek yapabilme kapasitesi vardır. Ürünün, üst kapağında pencere bulunup ürün içi kolayca görülebilmektedir. Ekmeği yatay bir şekilde yapar. Ekmek kabuğu için 3 farklı ayarlama modu vardır. Ekmeğin üstünü kızartabilme özelliği oldukça iyidir. Makinede, 10 ayrı ekmek yapma programı bulunmaktadır. Ürünün, 15 saat programlama özelliği vardır. Makine, Ekmek yapma konusunda oldukça iyi bir ürün olsa da kek yaparken uygun program bulunmamakta, içi pişmemektedir. Makine sadece mayalı hamur yapmaya programlanmıştır. Görsel açıdan çok güzel bir üründür, fakat kapama düğmesi bulunmamakla beraber ürün kapatılmak istendiğinde fişten çekilmelidir. Ürünün olumsuz özelliklerinden birisi de sesli çalışmasıdır.
Sinbo SBM – 4705 Ekmek Yapma Makinesi
Sinbo markası, Türkiye’de en çok satan markalar arasında olup ekmek yapma makinesi konusunda da bu konumunu korumuştur. Sinbo ekmek yapma makinelerinden, en çok satan modeli Sinbo SBM – 4705 modeli olmuştur. Genel olarak yuvarlak bir görüntüsü olup beyaz renkli bir üründür. Orta kalitede bir plastiğe sahiptir ve görsel açıdan güzel bir üründür. 600 watt güçle çalışmaktadır. Yaygın bir teknik servisi ağının olması ürünü daha da tercih edilebilir hale getirmektedir.
Sinbo SBM – 4705 Ekmek Yapma Makinesinin Olumlu Ve Olumsuz Özellikleri
Sinbo SBM – 4705 ekmek yapma makinesinin, yaklaşık 750 gram 900 gram civarında ekmek yapabilme kapasitesi vardır. Üründe, 12 adet dijital program bulunmaktadır. Paslanmayan çelik gövdesi ile güven vermektedir. Bu ürün ile ekmek yapılabildiği gibi hamur yoğrulabilir, pilav, çorba ve kek yapılabilmektedir. Sinbo SBM – 4705 ekmek yapma makinesinin, olumsuz bir özelliği ise, ekmek piştikten sonra ürünün içinden çıkarılması zor olmaktadır. Açma kapama düğmesi, hem görsellik hem işlevsellik açısından daha kaliteli olsaydı, ürüne daha da artı bir özellik olurdu. Pişirme süresinin sabit (3 saat) olması ise olumsuz özelliklerinden biridir. Fakat genel olarak incelendiğinde, hem fiyatının diğer markalara göre uygun olması hem diğer markalar kadar güzel sonuçlar verebilmesi, ürünün ön plana daha çok çıkması konusunda yardımcı olmaktadır.
Beko BKK 2505 Ekmek Yapma Makinesi
Beko BKK 2505 ekmek yapma makinesi, ekmek yapma makineleri içerisinde kalitesi yüksek ve fiyatı uygun olan ürünlerden biridir. Beyaz renkli bir ürün olup, 600 watt güce sahiptir. Teknik servis ağının genişliği sayesinde herkesin rahatlıkla alabileceği bir üründür.
Beko BKK 2505 Ekmek Yapma Makinesinin Olumlu Ve Olumsuz Özellikleri
Beko BKK 2505 ekmek yapma makinesi, 700 gramlık ekmek yapabilme kapasitesine sahiptir. Tek hazneli bir üründür. Üründe pişirme takibi yapılabilmesi için, cam pencere bulunmaktadır. Bu, ekmek yapma makinesinde, 12 farklı program ve 3 farklı pişirme özelliği vardır. Ayrıca zaman program ayarı ve 60 dakika sıcak tutma ayarı, en etkili özelliklerinden biridir. Küçük bir yapıya sahip olduğu için az yer kaplamaktadır. Üründe, malzeme ilavesi için sesli uyarı sistemi mevcuttur. Ürünün tek olumsuz özelliği ise kullanım kılavuzunun yetersiz olmasıdır.
Essenso BM 1309 Ekmek Yapma Makinesi
Essenso BM 1309 Ekmek Yapma Makinesi, 700 watt güçle çalışmaktadır. Essenso BM 1309, bir esse markası olup, üretimi Çin’de gerçekleştirilmektedir. Rengi gridir (inox). Ürün görüntü ve malzeme kalitesi açısından, diğer ürünlerle kıyaslandığında ön plana geçebilmektedir. Bu markanın, servis ağı çok geniş değildir, Fakat mağazalarında ulaşımı sağlanabilmektedir.
Essenso BM 1309 Ekmek Yapma Makinesinin Olumlu Ve Olumsuz Özellikleri
Essenso BM 1309 ekmek yapma makinesi, 700 gram ve 900 gram civarı ekmek yapabilme kapasitesine sahiptir. Üründe, cam pencere özelliği olup üst kapak çıkarılabilmektedir. Üründe, 12 adet program ayarı ve 60 dakika sıcak tutabilme özelliği vardır. Üründe, herhangi bir koku problemi görülmemiştir. Dokunmatik ekranı ile görsellik açısından güzel bir üründür. Bulaşık makinesinde yıkanabilme özelliğiyle ise artı puan almaktadır. Essenso BM 1309 ekmek yapma makinesi, kapladığı alan bakımından geniş olsa da işlevselliği nedeniyle, bu durum görmezden gelinebilmektedir. Üründe, bir yuvarlak, bir yatay ekmek yapabilmek üzere, iki adet kazan bulunmaktadır. Olumsuz bir özelliği de, kullanım kılavuzunun yetersiz kalmasıdır.
Moulinex OW200 Home Bread Ekmek Yapma Makinesi
Moulinex OW200 Home Bread Ekmek Yapma Makinesi, beyaz renklidir ve 610 watt güçle çalışmaktadır. Üründe, dikdörtgen ekmek kazanı bulunmaktadır ve yatay bir şekilde ekmek yapmaktadır. Moulinex OW200 Home Bread Ekmek Yapma Makinesi, yuvarlak hatlara sahip bir makinedir. Moulinex markasının servis ağı çok geniş olmamakla birlikte ulaşımı çok zor değildir. Bu marka, ekmek yapma makinelerini Çin’de ürettirmektedir.
Moulinex OW200 Home Bread Ekmek Yapma Makinesinin Olumlu Ve Olumsuz Özellikleri
Moulinex OW200 Home Bread Ekmek Yapma Makinesi, 500 gram, 750 gram ve 1000 gram civarı ekmek yapabilme kapasitesine sahiptir. Üründe, malzeme eklemesi yapılabilmesi içim gerekli olan sesli uyarı sistemi bulunmaktadır. Üründe, 12 adet programlama özelliği vardır. Küçük bir yapıya sahip olması, görsellik açışından olumlu bir özellik olup mutfakta az yer kaplamaktadır. Ayrıca üründe pizza hamuru, reçel yapma gibi özellikler de bulunmaktadır. Üzerinde bulunan gözetleme penceresi ile hamurun durumu rahatlıkla gözlemlenebilmektedir. Üründe koku problemi olmamıştır. Ayrıca üründe, sıcak tutma programları da mevcuttur. Olumsuz özelliği ise, ürünün, kontrol ön panelinin küçük ve ışıksız olması, aynı zamanda da sesli çalışmasıdır.

Kislik Kuru Yufka Nasil Yapilir? Kislik Kuru Yufka Nasil Tuketilir?

Kış hazırlıklarının vazgeçilmezlerinden biri olan yufkalar, birçok sofrada sabah da akşam da yerini alır. Yumurta, süt, tuz ve un ile yapılan yufkaların besleyici değeri de oldukça fazladır. Özellikle Ramazan ayından hemen önce hazırlıklarına başlanır, hemen her sahurda ekmek yerine tüketilir.
Kışlık Yufka için Malzemeler
10 yumurta, 2lt süt, göz kararıyla un, gerekirse yumuşatmak için su ve büyükçe bir tutam tuz ana malzemelerdir. Özellikle unun kullanımına çok dikkat etmek gerekmektedir. Çok konulan un, hamurun sert olmasına yufkanın da açılmamasına neden olur. Sütü bol koyma durumunda ise hamur cıvık olacağı için yapışacaktır. Bu nedenle unun miktarını iyi tespit gerekir. Hamur malzemelerinin dışında gereken diğer iki malzeme de saç ve oklavadır. Saç ne kadar büyük olursa yufka hazırlıkları o kadar çabuk bitirilir. Onun dışında tercih edilen oklava herhangi bir eğriliğe sahip olmamalıdır.
Yufkanın Yapımı
Kışlık yufka hazırlıkları için gereken malzemeler tamamlandıktan sonra yapılacak ilk şey un ve yumurtaları birleştirmektir. Derin bir kaba alınan unun ortası açılır. Oraya yumurtalar kırılır. Göz kararınca tuz atılır ve arkasından yavaş yavaş süt dökülür. Sütü yavaş dökmek önemli çünkü hızlı dökerseniz topaklanmasına neden olabilirsiniz. Hamurun ele yapışmaması için bir miktar yağ ile yoğrulmasında yarar var. Hamur yoğurma işlemi olabildiğince uzun tutulmalı çünkü güzel yoğrulmayan hamur dağılacaktır. Daha sonra oda sıcaklığında en az 25 dakika bekletilmelidir. Hamur, dinlendikten sonra daha rahat açılır. Dinlenmeden sonra hamuru açmaya geçilebilir.
Kışlık Yufkanın Açılması
Dinlenen hamurdan bir avuç büyüklüğünde bezeler oluşturulur. Hamurun tamamını beze beze ayırdığınızda kaç yufka çıkacağını da bilmeniz mümkün olur. Ayırdıktan sonra hamur parçalarının üzerini nemli bez ile örtmekte yarar var çünkü hamur çok kolay kurur. Hamurunuzun kıvamı sert olduysa açılışı merdane yardımıyla yapmalısınız. Yumuşatmak, merdane ile çok daha kolay olacaktır. Bezelerden birini alarak masanın üzerine un döküp hamuru onun üzerine koymalısınız. Aksi halde hamur masaya yapışacak ve açılmayacaktır. Masaya konan hamurun üzerine de bir tutam un döküldükten sonra merdane üç dört kez ileri geri yapılır. Sonrasında oklavayla devam edilebilir. Oklava, hamura bastırılmadan kullanılmalıdır. İleri geri yaparken aynı zamanda sağ elinize hamuru kendinize doğru çekmelisiniz. Böylece hamur eşit şekilde genişlemiş olur.
Yufkanın Saçta Pişirilmesi
Yeterli büyüklüğe ulaşan yufkayı saç üzerine dikkatlice yerleştirin. Bu esnada oklava ile yerleştirmek daha kolay olacaktır. Hamuru saç üzerine yerleştirdikten sonra gözünüz devamlı üzerinde olmalı. Çünkü her an yanabilir. Göz göz olmaya başladıktan sonra kahverengi benekler ortaya çıkacaktır. Kahverengi benekler çok olmadan bir spatula yardımıyla ters çevrilmelidir. Arkalı önlü şekilde çok kızarmadan pişirilen yufkayı saçtan en geç 3 dakika içinde alabilirsiniz. Aldıktan sonra soğumadan, önce sağ ve sol kanatlar sonra üst ve alt kanatlar olmak üzere katlayın.
Yufka ile İlgili Bilinmesi Gerekenler
Yufkayı alıp katladıktan sonra asla üst üste koymamalısınız. Serince bir odaya koyup yan yana birbirine çok değmeyecek şekilde dizmelisiniz. Katlandığında zaten sıcak olan yufkalar üst üste konulursa yapışabilir. Bunlarla beraber hamurun katlandıktan sonra en az beş gün kurumasını beklemelisiniz. Kurumdan alırsanız bir kutu ya da dolaba koyduğunuzda küflenecektir. Kuruma esnasında iki günde bir altını üstüne getirecek şekilde değiştirmelisiniz. Eşit şekilde kurumaları gerekmektedir. Kuruduktan sonra kırmamaya özen göstererek yenileceği güne kadar serin bir yerde saklayabilirsiniz. Ne kadar beklediğinin bir önemi yok çünkü istenen ortam sağlandığında bozulmayacaktır.

Yastiginizin Temizligine Neden Onem Gostermelisiniz?

Yastıklar rahatlığımızın en büyük sağlayıcıları konumundadır. Bu nedenle yastıklarımızın nasıl temizlenmesi ve bakımının nasıl yapılması konusunda çok fazla konuşulmamakta ve görüş bildirilmemektedir. Ancak eskimiş ve yıpranmış yastıklar sağlığımızı tahmin edilenden daha fazla tehdit etmektedir.
Üzerine kafamızı koyduğumuz yaklaşık 8 saat üstünde nefes aldığımız, her yıl hemen hemen 75 litre terlediğimiz, hatta bazen salyamızın bile aktığı bir eşyadan bahsediyoruz. Tüm bunların yanı sıra yastıklar binlerce toz akarı denilen gözle görülmeyen eklem bacaklılar ile ölü deri hücreleri ve bakterileri de bünyesinde barındırmaktadır.
Bu konuda 2005 yılında İngiltere’de bulunan Manchester Üniversitesi’nde yapılan bir araştırmada kullanılan bazı yastıklarda 16 farklı mantardan 1 milyona yakın spor bulunduğunu tespit etmiştir. Eğer ki kişilerin alerjisi ve astımı varsa yastıklarında bulunan toz akarların ve mantarların varlığı onlar için iyi olmayacaktır.
Yastıkların Ömrünü Uzatmak
Yastıkların ve yastık kılıflarının üzerine geçirilen fermuarlı yastık koruyucuları ile toz akarların ve bakterilerin direk yastığa ulaşmaları engellenebilir. Böylelikle yastıkların ömrü daha da uzayacaktır. Yastık koruyucunun nefes alabilen ve nem tutmayan bir yapıda olmasına özellikle dikkat edilmesi gerekmektedir.
Eğer ki böyle bir yastık koruyucusuna sahip değilseniz birkaç yıldan sonra yastığınızı değiştirmeniz sağlığınız açısından iyi olacaktır. Bunu çok basit bir kaç test ile deneyebilirsiniz. Eğer ki yastığınızı iki katladığınızda kendiliğinden düzelme oluyorsa, yastığınızı rahatlıkla kullanmaya devam edebilirsiniz. Eğer düzgün bir yastığa sahipseniz verilen önerileri yerine getirip yastığınızı belirli aralıklarla yıkayarak hijyenik kalmasını sağlayabilirsiniz. Bu sayede yastığınızın binlerce toz akar ve bakteriye ev sahipliği yapmasını engellemiş olursunuz. Yastık temizliği sağlıklı ve hijyenik bir hayat için oldukça önemlidir.
Yastıklarımızı Temiz Tutmak
Genellikle standart sentetik yastıklar yıl boyunca üç ayda bir yılda ise 4 defa çamaşır makinasında yıkanmalıdır. Bazı çamaşır makinaların bile yastıkla için özel yıkama programları bulunmaktadır. Eğer ki sizin makinanızda böyle bir program yoksa narin yıkama seçeneğinde yastıklarınızı yıkayabilirsiniz. Yastıkların yıkanması durumunda toz deterjan yerine sıvı deterjan kullanılması durumunda yastığın üzerinde göz görülemeyen toz akarların kalmaması sağlanır. Aynı zamanda çift sayıda yastık kullanılması makinanın dengesi içinde çok önemlidir. Yastık yıkandıktan sonra kullanmadan önce yastığın iç kısmının iyice kuruduğundan emin olmak gerekir.
Yastıklar bir kaç kez güçlü bir şekilde silkeleyip iç kısmının eşit bir şekilde kuruması sağlanabilir. Eğer yastıklar uzun süre nemli kalırsa, küflenmeye yol açabilir. Böyle bir durumda her akşam böyle bir yastığa kafasını koymayı kimse istemez. Eğer ki yastıklar çamaşır makinasında yıkanmıyorsa yastık bir kovanın içine konulur. İçine bir miktar su ve sıvı deterjan dökülerek güzelce çitilenir. Çitileme işi bittikten sonra soğuk su ile güzelce durulanır ve ardından güneş gören bir yerde kurumaya bırakılır.
Eğer ki boyun şeklini alan visco yastıklar kullanılıyorsa, bu yastıklar özel bir yıkama metodu ile yıkanması gerekmektedir ve çamaşır makinası ile yıkanmaz. Yastık yüzlerinin yıkamak için visco tarzında yastık alınan yer ile mutlaka konuşmak gerekir. Ancak genel olarak haftada bir kez yıkamak, eğer hasta iseniz bir kaç günde bir yıkamak sağlığınız için oldukça önemlidir.

Cilt Bakim ve Makyaj Malzemelerinizi Ne Siklikla Yenilemelisiniz

Aldığımız cilt bakım ürünlerini veya makyaj malzemeleri genellikle bitineye kadar kullanırız. Ancak bu ürünlerin de kullanım süreleri var. Rujunuz çok çabuk bitmeyebilir ama kullanım süresi dolunca atıp yenisini almamız gerekir. Aynı şekilde rimel ve yüz kreminizi de süresi dolunca yenilemek gerekiyor.
Ürünlerin formülleri farklı olsa da zamanla kötüleşirler. FDA, sadece güneş kremlerinin ve ürünlerinin son kullanma tarihlerinin üzerinde zorunluluğu getiriyor. Birçok ürünün formülü farklı olduğu için saklanma ve kullanma tarihleri farklıdır. Peki hangi ürün ne sıklıkla yenilenmelidir? Tabi ürünlerin zaman, hava, güneş ya da ısıya maruz kalıp kalmadığı da önemlidir.
Nemlendiriciler: Bir yıl ile 6 ay arasında
Çoğu nemlendiriciler açıldıktan sonra altı ay ile bir yıl içinde yenilenmelidir. eğer kreminiz bir kavanoz içinde ve parmaklarınızı kullanarak kremi alıyorsanız o zaman bakteriler daha hızlı üreyeceği için daha kısa raf ömrüne sahip olurlar. Bunun için pompalı ürünleri tercih edin. Ayrıca ürününüz zaman içinde bazı değişimlere uğrar. rengi, kokusu kıvamı değişebilir. Bu da size ürünün artık değişmesi gerektiğine dair işaretler verir.
Serum: 6-9 ay
Serumlar, yüksek performanslı ürünler olduğu için etkinliğini daha kısa sürede kaybeder. Bunun için raf ömürleri 6 ile 9 ay arasındadır. Okside C vitamini ya da diğer malzemeler havaya maruz kaldıklarında etkinliğini kaybeder. Bunun için havasız ambalaj içinde olan ürünleri almad daha iyi olacaktır.
Yüz yıkama temizleyicileri: 6 ay-1 yıl
Temizleyicilerin birçok çeşidi bulunur. Serin ve karanlık bir yerde tutulması halinde su bazlı ürünler genellikle 6 ay içinde kullanılması gerekir.  Yağ bazlı ürünler BHA, AHA gibi enzimler içerirler. Bunun için kullanım süreleri bir yıl gibidir.
Nemlendirici: Yaklaşık bir yıl
Nemlendiricilerin su bazlı ürünlere göre bakterilere karşı daha dirençlidir. Yağ bazlı nemlendiricilerin ömrü bir yıldan daha uzun da olabilir. Ancak doğru şekilde saklanması halinde. Nemlendiricileri serin ve karanlık bir yerde muhafaza edilmesi gerekir.
Vücut losyonu: iki yıl
Vücut losyonu nemlendirici gibi, bir yıl bazen iki yıl kadar kullanabilirsiniz. Tabi bu durum, gormülüne ve içinde barındığı bakteri miktarına bağlıdır. Bunun için üründeki değişimi iyi takip etmeniz gerekir.
Güneş kremleri: son kullanma tarihlerine bakın
SPF(güneş kremleri) FDA tarafından sıkı kontrol edilir ve kullanma tarihleri belirlenir. Ancak bazen son kullanma tarihi gelmeden de bozulmaya başlayabilir. Örneğin sıcakta araba içinde bırakılan krem daha hızlı bozulacaktır.
Fondöten: 6 ay-1 yıl
Fondöten veya kapatıcıları altı ay ile bir yıl arasında yenilenmesi gerekiyor. Bunların içinde toz olanları en iyisidir. Ancak toz kapatıcıları kullandığınız sünger veya fırçaların bakımı ve temizliği çok önemlidir. Sünger veya fırçalar temiz olmazsa üzerinde bakterileri cildinize geçirebilirsiniz.
Rimel: 3-6 ay
Rimel ve eyeliner her üç ila altı ayda bir değiştirilmesi gerekir. Aksi halde gözünüze bakteri geçebilir.
Ruj: Bir yıl
Rujların ömrü 2 veya 3 yıl olabilir ama tavsiye edilen süre bir yıldır. Çünkü bir yıl sonunda ruj, renk ve ışıltı özelliğini kaybetmeye başlayacaktır.